25 Milyar Dolarlık Trump Etkisi...

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyası süresince dile getirdiği en önemli konulardan biri finansal sistem üzerindeki ağır denetleme mekanizmasının yarattığı sorunlardı. Amerika’nın yavaş büyüyen ekonomisinin sebebi olarak Obama yönetimi döneminde yürürlüğe giren regülasyon politikalarını işaret eden Trump, başkan olması halinde de-regülasyon hamlelerini hayata geçireceğini söz vermişti. Global finansın en önemli merkezlerinden olan Wall Street’de bu açıklamalar heyecanla karşılandı.

 

2008 krizi öncesine oranla ağır düzenleme ve denetimden geçen bankacılık sektörünün yeni politikalarla beraber normalleşme sürecine gireceğine inanan piyasalar, de-regülasyonun Wall Street’e etkisinin önümüzdeki 18-24 aylık süreçte 25 trilyon doları bulabileceğini düşünüyor. Danışmanlık firması Opimas’ın muhtemel Trump politikalarına dair 4 öngörüsü var:

 

Volcker Kuralı’nın İptal Edilmesi

 

Adını eski FED başkanı Paul Volcker’dan alan ve 2008 finansal krizinin ardından yürürlüğe giren Dodd-Frank kanununun önemli bir parçası olan Volcker Kuralı, bankaların kendi paralarıyla işlem yapmasının önüne set çekerken riskli araçlara yapabilecekleri yatırımlara da düzenleme getiriyor. Yeni başkan Trump’ın muhtemel ilk hamlesi bu kuralın iptal edilmesi olacak gibi görünüyor. Uzmanlara göre kuralın iptali, yatırım bankalarına yaklaşık 6 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Volcker kuralının yürürlükten kaldırılmasının çeşitli varlık sınıflarındaki likiditeyi arttırması ise öngörülen başka bir olasılık.



Öte yandan Trump Kabinesi’nin Hazine Bakanı adayı Steven Mnuchin Volcker Kuralı’nı desteklediğine dair duyumların ardından yaptığı açıklamada FED’in Aralık ayında yayınladığı rapordan alıntı yaparak Volcker Kuralı’nın tanımının uygun yapılması gerektiğinin ve bankaların tüketicilere likidite sağlaması noktasında kuralın sınırlarının iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizdi.

 

Sermaye ve Likidite Gereksinimindeki Sınırlamalar

 

2008 krizinin başlıca nedenlerinden biri olarak gösterilen sermaye ve likidite gereksinimi alt sınırına getirilen kısıtlamalar kriz sonrası regülasyon politikalarının hayata geçmesine neden olmuştu. Bu sınırlamaların gevşetilmesi bankaların borç verme mekanizmalarına etki ederek önümüzdeki 18-24 ay içerisinde 20 milyar dolarlık likiditenin başka alanlara kaymasına ortam hazırlayabilir.

 

Mnuchin CNBC’ye verdiği röportajda Dodd-Frank yasasının belirli alanlarının değişeceğinin sinyallerini verse de, sermaye ve likidite gereksinimindeki sınırlamalar, dünya çapında uygulanan kurallar olması sebebiyle, üzerinde oynanması en zor politikalardan biri.

 

Finansal Tüketiciyi Koruyan Uygulamalarda Yeni Dönem

 

ABD’de finansal tüketiciyi koruma amacı güden CFPB’nin bankalar üzerindeki tahakkümünün gevşetilmesi, bankacılık sektörüne yaklaşık 1.4 milyar dolarlık katkı sağlayabilir. Öte yandan cumhuriyetçi meclis üyelerinin  CFPB başkanı Richard Cordray’in görevden alınması için oluşturdukları baskı bir diğer önemli haber.

 

“Batmasına İzin Verilmeyecek Kadar Büyük” Anlayışı Gözden Geçirilecek

 

ABD finansal piyasalarının iç bağlantısallığını baz alan ve domino etkisinin yıkıcılığına dikkat çeken “Batmasına İzin Verilmeyecek Kadar Büyük Şirketler” anlayışı yeni başkan Trump döneminde gözden geçirilecek. Bu düzenlemede değişikliğe gidilmesi ve tedbiri ön plana çıkaran düzenlemelerin terk edilmesi, piyasalara 840 milyon dolarlık dönüş sağlayabilir.

 

Yeni başkan Trump’ın deregülasyon politikaları noktasında dikkat etmesi gereken en önemli noktalar, finansal ekosistemin yapıtaşlarının birbiriyle olan ilişkisinin önemi, büyük şirketlerin rekabetçiliği, sermaye yönetimi ve muhtemel deregülasyon politikalarının genel tabloya etkisi. 

 

Kaynak: BusinessInsider

ÜCRETSİZ DEMO HESAP AÇIN !

Paylaşmış olduğunuz kişisel verilerinizin sadece sizinle irtibat kurmak için kullanılacak olup kişisel verilerin işlenmesine ilişkin daha detaylı bilgi almak için "Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Aydınlatma Metni" okuyunuz

Online hesap aç