Trump'ın Ekonomi Ajandası...

   Trump’ın ekonomi ajandasında 3 temel başlık var: Mali genişleme, deregülasyon ve     korumacı ticaret yaklaşımı. 

    Beklenen bu gelişmelerden tartışmaya en kapalı olanı ise deregülasyon. ABD halkı   piyasalardaki denetimi kısmanın amaçları noktasında birleşmese de mevcut        denetim mekanizmasının ağırlığı hakkında çoğunluk aynı fikirde. Piyasalardaki  denetim ağını daraltmak kısa vadede özel sektörün gelirlerini arttırsa da uzun vadede  tüketicinin güvenini düşürüp ABD’yi yatırımcı açısından daha az cazip bir pozisyona  taşıyabilir. 

 

  Kurumlar Vergisi Reformu

  Trump'ın kurumlar vergisi reformunun çekiciliği inkar edilemez. Zira ABD’de şirket karlarından alınan vergi oranı yüzde 35 iken, bu oran eyalet bazında yerel vergilerle yüzde 39'a kadar çıkabiliyor. Diğer gelişmiş ekonomilerde bu rakam ortalama yüzde 20 oranında. Bahsedilen vergi oranının yarısından bir miktar fazlası iade edilse de, yatırım masrafları ve faiz ödemelerinin takibi sebebi ile şirketler yatırımlarını ABD dışında tutmayı tercih ediyorlardı. 

 

Kongrede vergi artışından ziyade kamu harcamalarının azaltılması politikası taraftarları, Trump'ın bu hamlesine muhalefet etmeyecektir. Zira vergi oranını yüzde 20'ye indirerek getirinin neredeyse yarısının kaybı, faiz oranlarını belli bir düzeyde tutup yatırım teşvikleriyle birlikte  milli gelirin yüzde 1'inden daha az bir kayıp yaratacak. 

 

Öte yandan Trump, ileri dönemdeki kârları ülke içinde tutmak için, ülke dışındaki sermayenin gelişi karşılığında yalnızca bir seferliğine yüzde 10 vergi almayı amaçlıyor. Bu durum, ülkeye geri dönmesi beklenen sermayeden ve kısa dönemdeki gelir kaybından daha fazlasına mal olabilir. Dolayısıyla, piyasaların umduğu gibi kısa dönemli uyarıcı bir maliye politikasından söz edemeyiz.

 

Piyasalardaki Talep Sorunu


Kurumlar vergisini bir kenara koyarsak, piyasaların asıl sorunu ürünlere olan talepsizlik. Trump’ın bir diğer önerisi olan zenginlere vergi indirimi de bu noktada bir çözüm önerisi sunmuyor.  En yüksek gelir vergisini yüzde 39.5’dan yüzde 33’e çekmenin üst sınıfa getireceği yarar ekonomiye geri dönmez ise bu durum sadece var olan eşitsizliği arttırmaya yarayacak. Bu durumda bütçe açığını dengelemek ise Trump yönetimine düşen en büyük görevlerden biri olacaktır.

 

Şahsi Gelir Vergisi

 

Trump’ın bir diğer önerisi yurtdışından ABD’ye dönen şirketlere tek seferlik yüzde 10 vergi uygulaması. Önerinin karşılık bulmaması durumunda bütçe açığının yükselmesi Kongre’deki bazı cumhuriyetçilerin tepkisine neden olabilir. Bu noktada gelebilecek bir diğer öneri ise şahsi gelir vergisini hayata geçirmek için kesinti ve muafiyet uygulamaları.

 

Fakat ABD’deki güçlü lobiler göz önüne alındığında çıkar çatışmalarının nasıl sonuçlanacağı soru işareti. Sonuç olarak, kurumlar vergisi reformu, şahsi gelir reformundan daha olası görünüyor. Öte yandan Obamacare sübvansiyonlarının terk edilmesi, sağlık sektörünün özelleştirilmesi, yoksullar için sağlık yardımı gibi reformlar tüketimi arttırmada önemli bir rol oynayabilir.

 

Kongredeki Cumhuriyetçiler Altyapı Harcamaları Konusunda Şüpheci

 

Hedeflenen politikalar gerçekleşirse yüksek marjinal tüketim eğilimine sahip işçi sınıfının kullanılabilir geliri düşerken düşük marjinal tüketim eğilimine sahip zengin sınıfının kullanılabilir geliri artış gösterecek. Bu durumda ekonomiyi harekete geçirecek toplam tüketimin büyük olması ihtimal dışı görünüyor.

 

Bütçe açığını birincil öncelik olarak benimseyen bazı cumhuriyetçiler ise önümüzdeki 5 yıl boyunca 1 trilyon dolarlık altyapı harcaması yapmayı planlayan açıklamalar noktasında şüpheci davranıyor. Vergi indirimi uygulanan şirketlerin altyapı çalışmalarını finanse etme ihtimaline şirketlerin nasıl tepki vereceği ise belirsizliğini koruyor. İşsizlik seviyelerinin de yüzde 5’in altına indiği ABD’de Trump yönetimi altında ABD’de kısa vadede kısıtlı bir mali genişleme yaşanacağı şüphesiz.

 

Tarih Kendini Tekrar Eder Mi? Reagan Dönemi

 

Hedeflenen politikalar hayata geçirildiğinde mali genişlemenin güçlü olması durumunda ABD’yi neler bekliyor? Başkan Ronald Reagan döneminde yaşanan büyük vergi indirimi bizler için emsal teşkil etmekte. O dönemde uygulanan vergi indiriminin en önemli etkisi dolardaki değer artışı olmuştu.

Trump yönetiminin işsizliği düşük seviyede tutup, benzer bir değer artışını koruyabilmesi ise zor görünüyor. Öte yandan ABD üretim sektörünün ithalata bağımlılığı düşünüldüğünde, bütçe açığının yükselmesi ve gümrük vergilerinin artması olası senaryolardan biri.

 

Ticaretteki Belirsizlik Şirketleri Korkutuyor

 

Doların değerlenmesinin ABD ihracatına vuracağı darbe, ABD halkını yerli malı tüketimine yönlendirecek gibi görünüyor. Fakat yerli üretimin artması sektörde iş imkanlarını arttıracak mı? Üretim sektörünün benzer bir senaryoda yatırımlarını arttırıp yeni döneme uyum sağlaması maalesef bir günlük bir süreç değil.

 

9 Kasım’da açıklanan seçim sonuçlarının ardından piyasalarda yaşanan iyimserlik “Trump Rallisi” adıyla tarihte yerini aldı. Fakat yeni başkan Trump’ın hayata geçirmeyi vadettiği politikaların ekonomiye etkisi, yatırımcıların beklentilerini karşılamayacak gibi görünüyor.

ÜCRETSİZ DEMO HESAP AÇIN !

Paylaşmış olduğunuz kişisel verilerinizin sadece sizinle irtibat kurmak için kullanılacak olup kişisel verilerin işlenmesine ilişkin daha detaylı bilgi almak için "Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Aydınlatma Metni" okuyunuz

Online hesap aç